13 Temmuz 2009

1 Maykıl Ceksın: İkoncandan Çizgi Kahramana

Popüler kültürün seçme şansı var derler. 80’lerde seni seçmişlerdir maykıl buna inan. “Seni seçtim pikaçu” demişlerdi sana ve sen de tüm marifetlerini dünya ringinde eşe dosta düşmana gösterdin. Dönerek, ayda yürüyerek, 60 derece dikine yatarak ve her türden afilli hareketleri yaparak sen seçilmiş kişiydin maykıl.

Baban seni sopayla döverken aklından geri geri kaçmak geliyordu. Arkanı dönüp kaçamazdın bu intihar olurdu sen de ayda yürür gibi kaçtın. Sonra sen milyonlarca insanın karşısındayken baban Papanın ilahi bekçileri razzilere “onu sadece sopayla dövdüm o yüzden bu kadar yetenekli oldu” gibisinden fütursuz ve şuursuz açıklamalar yaptı. Sense mahşer-i cümbüşte siyahtan beyaza, insandan başka bi şeye dönüşüyordun.


Pop’un kralı olduğun gibi kraliçesi neden olmasın dedirttin. Anlıyorum siyah olmak iyi değildi fakat daha iyi veya kötü gibi herhangi bir ahlaki değer taşımayan bir şey oluvermiştin. Sen artık bir ikondun. Kitlelerin patavatsızca benimseyecekleri tüm yasadışı duygularını senin üzerine kusacakları bir pinokyo. Popüler iplerin olduğu gibi bu ipleri tutan hayranların vardı. Bir de “Ceksın’ın 5’lisi”


69-75 arası 13 albüm çıkarmıştınız. O kadar çok çalışıyordun ki yıldızlı döner toplardan yansıyan ışık gece klüplerinde senin için yanarken sen artık sadece MAYKIL’dın. Bir de ayda yürürdün. Astronotlar kendileri için küçük insanlık için büyük adımlar atarken sen her konserinde onlardan binlercesini attın. Ay’da ayak basmadık yer bırakmadın sonra dönüp ayak uçların üzerinde duruyordun. Yerçekimi olmayan bir kültürde ayaklarının üzerinde yine de duruyordun. Sonra birden çizgi kahraman oldun.


Bedeninden kopup giden sen, milyonların şehvetli arzularına dönüvermiştin. Karizma bir ceket, beyaz bile olmayan bir ten, siyah şapkanın altında kara kalem bir çalışma oluvermiştin. Ressamın seni önce siyah çizmişti sonra beğenmeyip beyaza boyamaya, sağını solunu silip düzeltmeye başladı. Fakat resim yapmakta başarılıyken silmekte o kadar yeteneksizdi. Artık buruşturulup çöpe atılacak bir eskizdin sadece. Öldüğünde kimse şaşırmadı. Çocuklara bile zaaflı gösterilen, bir öcü gibi kara maskeyle dolaşan ağır ağır ağrı kesicilerle beslenen bir “şey”din.

Bir efsane gibi doğdun bir efsane gibi mumyalandın. Ressamın seni silmek zorunda kaldı. Ve evet dediğin gibi oldu: All I wanna say is that They don’t really care about us! Seni kimse umursamamıştı.

Tam zamanında öldün yoksa BugsBunny gelip kocaman çekiciyle seni toprağa gömücekti. Milyonlarda buna gülecekti.

1 yorum:

  1. gerçekten çok uzak, saçma sapan bi yazı olmuş. okurken çok güldüm. :)

    YanıtlaSil

Anonim kullanıcı olarak göndereceğiniz yorumlarda mail ya da blog adresi gibi iletişim adreslerinizi belirtmeniz önemle rica olunur.

SST Atölye